Remed Assistance’ın çalışan destek programı AVİTA, iş dünyasında verimliliği ve iş akışını etkileyen, iş gücü kaybına ve çalışan motivasyonunun düşmesine yol açan “absenteizm”in nedenleri ve çözüm önerileri hakkında bilgi verdi.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Latince “absens” (yok, bulunmayan) kökünden türeyen absenteizmin başlıca nedenleri arasında sağlık sorunları, motivasyon eksikliği ve iş tatminsizliği yer alıyor.
Grip, soğuk algınlığı gibi kısa süreli hastalıklardan kronik rahatsızlıklara (diyabet, kalp hastalıkları gibi) kadar birçok sağlık problemi, çalışanların işten uzak kalmasına neden olabiliyor. Bunun yanı sıra depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunları da absenteizmin önemli nedenleri arasında gösterilirken, motivasyon eksikliği de absenteizmi tetikleyen kritik faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Monoton iş ortamı, ödüllendirme mekanizmalarının yetersizliği, kariyer gelişim fırsatlarının sınırlılığı ve yönetici-çalışan ilişkilerindeki olumsuzluklar çalışanların iş tatminini düşürüyor ve işe devamsızlığı artırıyor.
Fortune dergisinin yayımladığı verilere göre Avrupa’nın bazı ülkelerinde çalışanların yıl içerisinde önemli ölçüde hastalık izni alması absenteizm vakalarının artışta olduğunu gösteriyor.
Fransa’da hastalık izni alan çalışan sayısı son yıllarda keskin bir şekilde yükselirken, Almanya’da çalışanların yıllık ortalama 19 günden fazla hastalık izni kullanması ekonomiye yıllık 200 milyar avroluk bir maliyet getiriyor. Bu rakam, Alman gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 4,5’ine denk geliyor.
İş-yaşam dengesinin kültüre gömülü olduğu İskandinav ülkelerinde de durum çok farklı görünmüyor. Norveç’te işçilerin aldığı hastalık günlerinin sayısı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşmasıyla devamsızlık açısından başı çekiyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen AVİTA Çalışan Destek Programı İş Mükemmelliyeti Müdürü Banu Mercan Öztürk, iş-özel yaşam dengesinin olmamasının, tükenmişlik sendromu ve mobbing gibi durumların çalışanların motivasyonunu düşürerek absenteizmi artırdığını belirtti.
Öztürk, ayrıca, kariyer gelişim fırsatlarının kısıtlı olmasının, iş yerindeki olumsuz kültür ve adaletsiz iş dağılımının da çalışanların işe devamlılığını etkileyen önemli unsurlar arasında bulunduğunu vurguladı.
Çalışanların sosyal hayatlarında yaşadıkları ekonomik sıkıntıların veya kişisel sorunların da çalışanların işe düzenli olarak gelmesini zorlaştırdığına dikkati çeken Öztürk, “Küresel sağlık krizleri gibi olağanüstü durumlar da absenteizmin artışına neden olabiliyor. Avrupa’daki eğilimler işverenlerin bu konuya daha fazla odaklanmasını zorunlu kılıyor. Ülkeler, çalışanlarını hastalık izni almaya teşvik etmek ile onları bu izni kullanmaktan caydırmak arasında hassas bir denge kurmaya çalışıyor. Bu süreç, şirketler ve hükümetler için önemli bir yönetim stratejisi gerektiriyor. Absenteizm bireysel ve kurumsal açıdan ciddi sonuçlar doğurmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Öztürk, absenteizme çözüm önerisi olarak şu tavsiyelerde bulundu:
“İşverenlerin çalışanların ihtiyaçlarını dikkate alarak sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturması gereklidir. İş yerinde olumlu bir kültür yaratmak, çalışanların kişisel sorunlarına duyarlı olmak, fiziksel ve duygusal sağlıklarını destekleyecek programlar sunarak destekleyici liderlik sergilemek hem çalışan bağlılığını güçlendirecek hem de iş verimliliğini artırmada önemli bir rol oynayacaktır.”
More Stories
Marina portföyü 14 bin rıhtıma ulaştı
İş Teftiş Faaliyetleri Farkındalık Toplantısı
Türkiye’nin dolar zengini illeri belli oldu