Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Bedia Teymur’a geçtiğimiz ay verdiği röportajda yeni anayasa tartışmalarını değerlendirmiş, “İhtiyaçlara göre yeni yasalar yapılması gündeme gelebilir” ifadelerine yer vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AYM-Yargıtay arasında yaşanan kriz için “Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız” demesi sonrası, Akarca’nın sözleri yeniden gündeme geldi.
“TOPLUMUN BÜYÜK BİR BEKLENTİSİNİN YENİ BİR ANAYASA OLDUĞUNU GÖZLEMLİYORUZ”
Yargıtay Başkanlığında, Haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Bedia Teymur’un sorularını yanıtlayan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca konuşmasında, “Türkiye’de iktidar ve muhalefet mensuplarının, partilerinin ve toplumun büyük bir beklentisinin yeni bir anayasa olduğunu gözlemliyoruz. Biz de Yargıtay olarak, hukuk kurumları olarak yeni bir anayasa yapılmasını desteklediğimizi ifade ettik. Elbette önce sivil bir anayasa olmalı. Bu sadece sivillerin yaptığı anayasa anlaşılmamalı. Sivil anayasadan kastımız, temel hak ve özgürlükleri esas alan, insanı merkeze alan ve bu anlamda özgürlükçü, insan haklarını koruyan bir anlayış ile anayasa düzenlenmelidir. Yoksa sivillerin yaptığı anayasa da çok kötü bir anayasa olabilir.” ifadelerini kullandı.
“DEVLETİN KARŞISINDA BİREYİN ÖNCELİKLİ MERKEZE ALINMASI GEREKLİDİR”
Kendisinin daha önce dile getirdiği “Devlet teşkilatıyla ilgili hususların anayasada çok fazla yer alması bireyselliği biraz arka plana itiyor” sözünü hatırlatması üzerine Akarca, “Anayasada tabi ki devletin temel kurumları yer almalı ama çok ayrıntılara girilmesine gerek yok. Bütün kurumların da anayasada yer almasına gerek yok. Devletin belli başlı kurumları, elbette ki anayasal kurumlar bütün dünyada vardır ve bunlar yer almalı. Bunun çalışma şekillerinin ayrıntılarını yönetmeliklerde bile yer almaması veya yer alması gerekirken bunun anayasada yer alması anayasanın esnekliğini, çalışma sistemini kısıtlar. Anayasanın uygulanabilirliğini zayıflatır. Onun için devletin karşısında bireyin öncelikli merkeze alınması gereklidir.” şeklinde ifade etti.
“TÜRKİYE’DE YASA ENFLASYONU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Akarca sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye dinamik bir ülke. Nüfusu ile, gelişmeleri ile çağa ayak uydurmak için ve toplumun ihtiyaçlarını göz önüne alan birçok düzenleme yapılıyor. Çok sık kanunların değişmesi, yeni kanunların yapılması hatta o kanun yürürlüğe girmeden onu değiştiren kanunların yürürlüğe girmiş olması nedeniyle toplumda bir kargaşa ve kafa karışıklığına yol açtığını görüyoruz. Toplumun ihtiyaçları iyi tespit edilmeli, iyi analizlere tabii tutulması ve kanunların nasıl yapılacağı bir esasa bağlanmalı. Yoksa her değişiklikte, her ihtiyaçta toplumun gerçekten de ihtiyaçlarını tam karşılayamayan veya çağın ihtiyaçlarını tam giydiremeyen kanunlarla karşılaşabiliyoruz. Ben, Türkiye’de yasa enflasyonu olduğunu düşünüyorum. Mevzuat anlamında bu yasa enflasyonunun önlenmesi gerekiyor.
“İHTİYAÇLARA GÖRE YENİ YASALAR YAPILMASI GÜNDEME GELEBİLİR”
“Toplumun ihtiyaçlarını ve düzenini biz sadece yasa çıkartarak gideremeyiz. Buna ilişkin devlet kurumlarının, organizasyonlarının, STK’ların, vatandaşlarımızın, bireylerin kendilerini hukukla bağlı hissetmeleri ve buna göre hareket etmeleri gerekiyor. Hukuk da dinamik bir yapı. İhtiyaçlara göre yeni yasalar yapılması gündeme gelebilir ama neredeyse 6 ayda bir, yılda bir onlarca kanunun çıkarıldığı bir durumla karşı karşıyayız.”
NE OLDU?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması ve AYM’nin Can Atalay kararını tanımaması büyük yankı uyandırdı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargıda yaşanan krizin yeni anayasa ile çözebileceklerini ifade etti. Erdoğan, “Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız” dedi.